Güncel Haberler

Narin Güran Cinayeti: Savcılıkta olayın gerçek failini ve sebebini tespit etmek neden mümkün olmadı? Bundan sonra hukuki süreç nasıl işleyecek? – Türkiye'den son dakika haberleri

Getty Images
Narin Güran cinayetini protesto etmek için Ankara'da gösteri düzenlendi

21 Ağustos'ta Diyarbakır'da kaybolan ve 8 Eylül'de cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüyle ilgili Diyarbakır Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı.

Hazırlanan iddianamede Narin'in amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve ailenin komşusu Nevzat Bahtiyar “katılımcı olarak çocuğu kasten öldürmekle” suçlanıyordu.

BBC Türkçeİncelenen suçlamada asıl failin kim olduğu ve cinayetin sebebi belirtilmedi.

BBC TürkçeDiyarbakır Barosu Narin Güran komisyonu üyesi Avukat Mehdi Özdemir, soruşturmanın ilk aşamasındaki en önemli nedenin ihmal olduğunu söyledi.

SUÇLAMADA NELER VAR?

İddianamede, Çağrı Trafik Kayıtları (HTS) ve baz istasyonu kayıtlarına göre şüphelilerin olay anında aynı yerde olduğunun tespiti yer alıyor.

Aile üyelerinin Narin'in bulunmasını engellemek için kolluk kuvvetlerini organize bir şekilde yönlendirmeye çalıştıkları ve arama çalışmalarını aksatmaya çalıştıkları bildirildi.

Bu kapsamda çevrede Suriyelilerin kaldığı çadırların yakınında bulunan terlikle olayın Suriyelilere yöneltilmeye çalışıldığı ve yangın çıkarıldığı gibi soruşturmalar yapılıyor.

Salim Güran Amca'nın kolluk kuvvetlerini kandırarak aramayı yönlendirmeye çalıştığının kolluk kuvvetleri tarafından anlaşıldığı ve tedirgin davrandığı belirtildi.

Çalışmaların devam ettiği 2 Eylül'de anne Yüksel Güran ile kadın jandarma personeli arasında yapılan görüşmelerde, “Narin henüz bulunamasa da annenin kızının öldüğünden neredeyse emin olduğu ve her ne kadar kızının öldüğünün gözlemlendiği” bildirildi. Kızının durumuna üzülüyordu, oğlu Enes'i korumaya çalışıyordu.”

Salim Güran amcanın cep telefonunda yapılan incelemede Narin'in kaybolduğu güne ait WhatsApp verilerinin ve konuşma geçmişinin silindiği tespit edildi.

İddia makamına göre, Tavşantepe ilçesinde polisin yürüttüğü devriye faaliyetleri kapsamında aile bireylerinin sık sık buluştuğu da belirlendi.

Narin'in cansız bedeninin bulunduğu Nehirtutmaz deresini gösteren kamera kayıtlarının detaylı olarak incelendiği belirtilen iddianamede, “Kaza akşamı bir aracın cesedin bulunduğu bölgeye gittiği, durdurulduğu tespit edildi. ve daha sonra geri dönen, sınırlı alan mevcut durum çalışması ve HTS analiz raporuna ilişkin bilirkişi raporunda değerlendirildiğinde “Kişinin Salim Güran olduğu açıkça tespit edilmiştir.”

İddianamede şüphelilerin çelişkili ifadelerine de dikkat çekiliyor.

Son bölümde ise teknik raporlar dikkate alınarak aşağıdaki tespite varıldığı belirtiliyor:

“(…) Düşünce ve eylem birliğine katılma iradesiyle hareket eden şüphelilerin, cinayet eylemi üzerinde ortak kontrol kurarak Narin Güran'ı henüz belirlenemeyen sebep ve saikle boğarak öldürdükleri yönünde yeterli şüphenin bulunduğu anlaşılmaktadır. ve kendilerine isnat edilen suçu ortak fail olarak işlediler.”

Bu nedenle şüphelilerin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.

Getty Images
Narin Güran cinayetini protesto etmek için Diyarbakır'da pankart hazırlandı

ATEŞLEME KANUNU'NDA NEDEN ANA YAZAR VE KAZA NEDENİ HAKKINDA BİLGİ YOK?

İddianamede pek çok önemli bilgi, delil ve bulgu yer alsa da asıl failin kim olduğu ve cinayetin sebebinin belirtilmemesi dikkat çekici.

Diyarbakır Barosu Narin Güran komisyonu üyesi ve davanın müştekilerinden Avukat Mehdi Özdemir, en önemli sebebin Narin'in ortadan kayboluşundan cansız bedeninin bulunmasına kadar geçen sürede yaşanan ihmal olduğunu düşünüyor.

Özdemir, “On dokuz gün süren yargılama teknik açıdan pek çok delilin kaybolmasına yol açtı” diyor.

Özdemir, iddianamede aile üyelerinin arama kurtarma çalışmalarını yönlendirme çabalarının da yer aldığını vurguluyor ve şunları ekliyor:

“Olayın asıl failini, olayın arka planını ve nasıl gerçekleştiğini ortaya koyan bir verinin ortaya çıkmamasının nedeni, bu davada şu anda şüpheli veya yargılanan sanıkların bilinçli bir amaçla bu testleri birer birer kaybetmeleridir. 19 günlük süre ve bu test raporlanamaz.

“Maalesef ilk gün kolluk kuvvetleri aileyi şüpheli görüp arama kurtarma operasyonlarının dışında tutma konusunda tavır alamadı. Onu yakalayamadıkları için aile tüm delilleri kaybetti.”

Özdemir, “Türkiye'de kayıp çocuk vakalarında arama kurtarma çalışmalarının ehil kişiler tarafından yapılmamasının ciddi bir eksiklik olduğunu” savunuyor.

BUGÜNDEN SONRA HUKUKİ SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?

Suçlama 21 Ekim'de Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Ceza mahkemesi suçlamaya ilişkin kararı 15 gün içinde verecek.

Mahkeme suçlamayı kabul edebileceği gibi gerekçelerini de belirterek iade edebilir ve bu durumda yeni hazırlanan suçlama yeniden mahkemeye sunulabilir.

BBC TürkçeAvukat Mehdi Özdemir de olayın gerçek failinin ve nasıl meydana geldiğinin ortaya çıkmama ihtimaline dikkat çekiyor:

“Mevcut savcıların hazırladığı iddianame kendi içerisinde bazı deliller barındırıyor. Bu planın dışında mahkemenin bulacağı bir delil varsa elbette bulur. Ancak şu anki haliyle tanık ifadelerine ya da şüpheli ifadelerine dayalı bir yargılamayla karşılaşabiliriz. Bu aynı zamanda güçlü bir olasılıktır. Bu noktada yargı sürecinde herhangi bir veri, açıklama, bilgi yoksa konu başlı başına karanlık kalabilir.”

Avukat Özdemir, hukukçular derneği olarak hedeflerini şu sözlerle açıklıyor:

Şu anda herhangi bir soruşturma faaliyetinde şüphe altında olmayan kişilerin soruşturulmasını ve bu organize kötülüğün içinde yer alan herkesin bir bütün olarak yargılanmasını istiyoruz.”

Özdemir, dosyada şu anda gizlilik kararı bulunduğunu, kovuşturmanın kabul edilmesinin ardından dosyayı ele aldıktan sonra yargılamayı genişletmek için toplanması gereken deliller üzerinde çalışma yapacaklarını söylüyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Antalya Haber