Bakan Kacır'ın Turcorn sağlık hedefi
Sağlık Bakanlığı tarafından “Üretken Sağlık” temasıyla düzenlenen “Sağlıklı Türkiye Yüzyılının Tanıtılması Toplantısı”, Bakanlar Kemal Memişoğlu ve Mehmet Fatih Kacır'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Kacır, Sağlık Bakanlığı'nın Bilkent'teki yerleşkesinde gerçekleştirilen toplantıda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde araştırma-geliştirme ve inovasyon alanında sağlam temeller üzerine kurulu güçlü bir altyapının oluşturulduğunun altını çizdi. yıllar.
Türkiye'nin savunma sanayinin yanı sıra diğer stratejik alanlardaki gücünü ve yetkinliğini dünyaya göstermek için çalışmaya devam ettiklerini belirten Kacır, şöyle konuştu: “13 yıl gibi uzun bir sürede, harcama yaparak ulaşabildiğimiz genetik haritamız, 1990'larda İnsan Genomu Projesi için 2,7 milyar dolarlık devasa bir bütçe vardı, bugün bunu 1000 dolardan daha az bir maliyetle bir günde başarabiliyoruz.” dedi.
class = “medyanet-inline-adv”>
Türkiye'nin bu dönüşümü güçlü Ar-Ge ve inovasyon altyapısı, nitelikli insan kaynağı, kalite ve memnuniyet odaklı sağlık altyapısıyla karşıladığını belirten Kacır, “İlaç ihracatımız 160 milyon dolardan 2,5 milyar dolara çıktı. Üretimimiz 3 milyar dolara yaklaştı” Şu anda 11 adet biyoteknolojik ürünümüz var.” “İlaç tesisimiz üretim faaliyetinde bulunuyor ve tıbbi cihaz ihracatımız 47 milyon dolardan 1,3 milyar dolara çıktı.” değerlendirmesini yaptı.
“26 YATIRIM PROJESİNİ DESTEKLİYORUZ”
Kovid-19 salgını sırasında yaşanan zorlukları hatırlatan Kacır, tüm dünya yoğun bakım solunum cihazı ararken, Bakanlığın teknolojik geliştirme altyapısını hizmete aldıklarını ve BAYKAR, Arçelik ve ASELSAN'ın desteğiyle seri üretime geçtiklerini anlattı. BİOSYS'in 14 günde geliştirdiği ev solunum cihazı.
Bakan Kacır, 2022 yılında açıkladığı “Akıllı Yaşam ve Sağlık için Ürün ve Teknolojiler Yol Haritası” ile salgın hastalıklar, yaşlanan nüfus, kronik hastalıkların artışı gibi birçok zorluğun sağlık sektörüne etkilerini analiz ettiğini söyledi.
Türkiye'nin stratejik hedefleri ve ihtiyaçları doğrultusunda hayata geçirilecek kritik politika ve projeleri belirlediğini belirten Kacır, şu bilgileri paylaştı:
class = “medyanet-inline-adv”>
“Geçen yıl sağlık sektöründe 175 yatırıma teşvik belgesi vererek 30 milyar liranın üzerinde yatırımı harekete geçirdik ve yaklaşık 3.262 vasıflı istihdamın önünü açtık. Yeni destek ve teşvik mekanizmalarımızı da adım adım hayata geçiriyoruz, katma değerli üretimi teşvik edecek ve cari açığı azaltacak tedbirleri hayata geçirdik. Teknoloji odaklı sanayileşme programı kapsamında toplam proje büyüklüğü 13 milyar. biyobenzerlerden kanser ve otoimmün ilaçlara, ortopedik cihaz ve protezlerden yenilikçi jenerik ilaçlara kadar “HIT-30 yüksek teknoloji yatırım programı kapsamında biyoteknolojik ilaçlardan yenilikçilere kadar geniş bir yelpazedeki yeni yatırımlarla ekosistemimizi güçlendirmeyi hedefliyoruz. akıllı tıbbi cihazlardan teknolojik gıdalara kadar sağlık teknolojileri.”
class = “medyanet-inline-adv”>
“17 BİNDEN FAZLA BİLİM İNSANINA DESTEK VERİLDİ”
Kacır, sağlık teknolojilerinde yenilikçi cihaz ve hizmetlerin fikirden ürüne dönüştürülmesinin ancak yoğun mühendislik, tasarım, prototipleme ve deneme aşamalarından sonra mümkün olabileceğini söyledi.
Kacır, bu anlayışla gerek TÜBİTAK bünyesinde uyguladıkları projelerle, gerekse TÜBİTAK'tan destek verdikleri projelerle sağlık alanında birçok yenilikçi ürünün geliştirilmesini ve ticarileşmesini sağladıklarını, son 22 yılda 50 milyar Sağlık alanında yürütülen 10 bin projeye ve 17 binin üzerinde bilim insanına ve gence, sadece burs ve destek programlarıyla 1 lira hibe verildi. TÜBİTAK.
class = “medyanet-inline-adv”>
Bakan Kacır, TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü'nün hizmete açıldığını, sağlık alanında nitelikli Ar-Ge projelerinin somut ürün ve hizmetlere dönüştürülmesinde Ar-Ge merkezleri ve teknoloji parklarının öncü rol oynadığını anlattı.
Bugüne kadar 70 Ar-Ge merkezi ve teknoparkta faaliyet gösteren 1.400'den fazla teknoloji girişiminin 3.500'den fazla araştırma projesine destek verdiğini söyleyen Kacır, şöyle konuştu:
“Sağlık alanındaki yetenekli insan kaynağımız ve yarattığımız güçlü teknolojik ekosistemle önümüzdeki dönemde küresel ölçekte ivme kazanacağımıza ve yeni başarı hikayeleri yazacağımıza inanıyorum. Dünyanın dört bir yanındaki sağlık girişimlerinin Türkiye'yi cazibe merkezi haline getirmesi için atılacak her adım.”
“SAĞLIK ALANINDA AR-GE VE ÜRETİM KABİLİYETLERİMİZİ ARTIRACAĞIZ”
class = “medyanet-inline-adv”>
Kacır, “Üretken Sağlık” modeliyle kamudan sanayiye, üniversitelerden girişimcilere kadar sağlık ekosisteminin tüm paydaşlarını bir araya getirdiklerinin altını çizdi.
Bakan Kacır, söz konusu programa ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yerli üretim kapasitesini artırmayı, dışa bağımlılığı azaltmayı ve Türkiye'yi küresel sağlık teknolojileri pazarında lider konuma getirmeyi amaçlayan bu program doğrultusunda atacağımız önemli adımlardan biri, Türk sağlık sektörü ile sektörler arasındaki sinerjiyi güçlendirmek olacaktır. sektör Enstitüler Başkanlığı (TÜSEB) ve TÜBİTAK Oluşturduğumuz iş birliği modeliyle aşı, ilaç, cihaz ve ürün gibi sağlık alanındaki yetkinliklerimizi etkin bir şekilde değerlendirme fırsatı bulacağız. biyoteknolojik olarak ortak kullanıma dayalı yeni bir yaklaşımla, kaynaklarımızı daha verimli ve stratejik kullanarak sağlık teknolojilerinde özgün ve katma değeri yüksek ürünlerin geliştirilmesinde önemli bir ivme kazanmayı hedefliyoruz. “Odak noktamız sağlık alanında Ar-Ge ve üretim kapasitemizi artırmak ve yenilikçi fikirlerin ticari ürünlere dönüşmesini sağlamak olacak.”
SAĞLIKLI TURCORN HEDEFİ
Türkiye'nin henüz sağlık alanında “turhorn”u üretemediğini vurgulayan Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:
“Buradan başlatacağımız işbirlikleriyle önümüzdeki yıllarda sağlıkta Turcorn'ların ortaya çıkmasının önünü açacağımıza inanıyorum. Aşı ve ilaç tedariğinde temel veya temel olarak uzun vadeli planlama ve kamu satın alma garantileri Türkiye’de klinik araştırma araştırmalarının yapılması veya önceliklendirilen yatırımlar sonucunda üretilecek ilaçların ruhsatlandırma süreçlerinin yürütülmesi, klinik araştırmaların daha büyük ölçekte yapılmasına olanak sağlayacak mevzuat tedbirlerinin alınması, üniversite, hastane, araştırma merkezleri arasındaki işbirliklerinin güçlendirilmesi, teknoparklar ve merkezler araştırma geliştirme, temel araştırma “Geliştirilen ürünlerin klinik araştırma desteği ve TÜBİTAK ile TÜSEB arasındaki yüksek koordinasyon, sağlık ekosistemimizin ölçeklenmesi ve yaygınlaşması açısından büyük önem taşıyor.”