Erken yaşta görülen çikolata kisti, üreme potansiyelini tehlikeye atabilir
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Kaplanoğlu, endometriozis kisti (çikolata kisti) konusunda uyarılarda bulundu.
Doç. Dr., ergenlik döneminin kişinin yaşam döngüsü içerisinde 10-19 yaş aralığı olarak tanımlandığını söyledi. Kaplanoğlu, şunları söyledi: “Literatürde endometriozis kisti (çikolata kisti) ile ilgili yapılan klinik çalışmalar değerlendirildiğinde ergenlerde endometriozis sıklığının %2’yi geçmediği görülmektedir. Ancak bu çalışmalarda özellikle ağrılı nedenlerle yapılan laparoskopilerde endometriozis görülme sıklığı %75’e kadar çıkmaktadır. Doğal olarak bu yaş grubunda histopatolojik tanı için sadece hastayı değil ebeveynlerini de ameliyata ikna etme ihtiyacı, çalışmaları vaka sayısı açısından sınırlayan en önemli sorunlardan biridir. “Hastaların ileri evrede başvurmasının bir diğer önemli nedeni de hastaların önemli bir kısmının ağrıyı normal kabul etmesi veya nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlarla (ağrı kesici) geçmesidir” dedi.
“Tanı koymanın en önemli aşaması doktorun ve ailenin şüphelenmesidir.”
Karşılaşılabilecek belirtilere değinen Doç. Dr. Mustafa Kaplanoğlu, şöyle konuştu: “Adölesan endometriozis vakalarının en belirgin şikayetleri 6 aydan uzun süren kasık ağrısı, ağrılı adet kanaması, anormal veya düzensiz kanama, ağrılı idrara çıkma, ağrılı dışkılama, ağrılı cinsel ilişki, kısırlık ve bağırsak kramplarıdır. Bulgular jinekolojiye özgü olmayıp kesin tanı için ameliyat gerektirdiğinden ortalama 3 doktor tanıyı değerlendirir ve gecikme en az 23 aydır. Tanı koymanın en önemli aşaması doktorun ve ailenin şüphelenmesidir. Ergen kızlarda erken adet görme yaşı, ailede endometriozis öyküsü, uzun boy, zayıf vücut yapısı ve kadın genital sisteminin konjenital anomalileri önemli risk faktörleridir.
“ÜREME POTANSİYELİNİ ARTIRACAK TEDAVİLER YAPILMALI”
Hasta ve ailesi için en önemli sorunlardan birinin kişinin ileriki hayatında çocuk sahibi olmasına engel olacak bir durum korkusu olduğunu belirten Kaplanoğlu, şöyle konuştu: “Teorik olarak endometriozis yumurtalık rezervini azaltır ve yapışıklıklar yaratarak anatomiyi bozar. Endometrioziste sık görülen bir durum olan ve üreme potansiyelini tehlikeye sokan karın bölgesinde meydana gelen bir sorundur. Bu nedenle bu yaş grubuna özellikle dikkat edilmesi ve üreme potansiyelinin korunması için uygun tedavilerin tercih edilmesi önerilir. “Burada yapılan yumurtalık ameliyatlarının olumsuz etkileneceğini unutmamalıyız. Yumurtalık rezervini azaltarak üreme kapasitesini azaltıyor” dedi.
“Erken teşhis ve müdahale sonuçların iyileştirilmesine yardımcı olabilir.”
Tanının temelinde şüphenin bulunduğunun altını çizen Doç. Dr. Mustafa Kaplanoğlu, “Ağrının nerede olduğu, ne zaman başladığı, ne kadar sürdüğü, adet döngüsü ve bağırsak düzeniyle ilişkisi gibi bilgilerin dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor. Bu detaylar özellikle alanında uzman olmayan doktorlar tarafından kolaylıkla gözden kaçabilmektedir. Bu yaş grubunda vajinal muayene sıklıkla yapılamadığından ultrason çok önemlidir. Ancak yumurtalıklarda çikolata kistlerinin bulunmaması durumunda endometriozis tanısının değeri sınırlıdır. Bu nedenle endometriozis tedavisinde doktorun şüphelenmesi durumunda direkt ağrı kesiciler, progesteron ve doğum kontrol hapları gibi tıbbi seçeneklere başvurulur. Özellikle şiddetli ağrı durumlarında ve ciddi ve ciddi şikâyetleri olan adölesanlarda kistin çıkarılması ve periton altı lezyonların temizlenmesi amacıyla laparoskopik cerrahi çoğu zaman hasta için en uygun yaklaşımdır. Ancak doktorun ciddi bilgi ve tecrübeye sahip olması gerekir. Endometriozis şüphesi durumunda, doğru değerlendirme ve yönetim için mümkünse adölesan jinekolojisi konusunda uzmanlaşmış bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir. “Erken teşhis ve müdahale, sonuçların iyileştirilmesine ve semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir” diye bitirdi.